Dekoratif Retro Şişe
Ev Aksesuarları Seçerken HolIywood Tarzında Düşünün!
“Hikâye anlatmak, fikirleri günümüz dünyasına uyarlamanın en güçlü yoludur. Hikâyeler, hayatın daha güçlü, daha net ve daha anlamlı deneyimlere yaratıcı bir biçimde dönüştürülmüş hâlidir.”
Robert Mckee
Menajerim, CBS’ten ilk hikâyemin sinemaya uyarlanmasıyla ilgilendikleri haberini aldığında, hemen senaryo yazımının püf noktaları hakkında araştırma yapmaya başladım. İki saatlik bir film için ortalama 100 ilâ 110 sayfa senaryo yazıldığını öğrendiğimde çok şaşırdım. Bu nasıl mümkün olabilirdi?
Ben, ev aksesuarları ile ilgili en az 250-350 sayfa gerektiren kitaplar yazmak için didinirken, iki saatlik bir sinema filmi için sadece 110 sayfalık bir senaryo yeterli olabilmekteydi. İstenilen senaryo uzunluğunu doğrulamak için, o zamanlar menajerim olan Mitch’i aradım.
“iki saatlik bir film için sadece 110 sayfa mı? Bu nasıl mümkün olabilir? İşin kuralı bu mu?”
“Evet, öyle” dedi. “Bazen daha kısa bile olabilmekte… Filmin türüne bağlı. Daha az diyalog içerdikleri için, komedi ya da macera filmlerinin senaryoları yaklaşık 85-100 sayfayla sınırlı olabiliyor.”
Israrla: “Ama bu, bana yine de pek mümkün gibi gelmiyor” dedim. “Dramların çoğunda, uzun romanlardan esinlenilmiştir; hatta bazılarının romanları çok uzundur.”
“Haklısın. Ancak bir yazara sayfalar dolusu roman yazdıran şey, bir sinema filminde sadece fon ayarlarıyla ya da birisinin omuz silkmesi veyahut gözlerini devirmesiyle bir saniyeye sığdınlabilir.”
Varmak istediği noktayı anlamıştım. Ev aksesuarları tasarımları ve görseller, sayısız kelimelerle yer değiştirmekteydi.
İster bir kişiye, isterse de bin kişiye konuşma yapın; ancak görsel düşünmeyi asla unutmayın!
Ev Aksesuarları Kullanarak Güzel Bir Hikâye Anlatın!
Steve Jobs, en iyi bilinen konuşmalarından birisi olan: “Aç kalın, ama budala kalın” isimli sunumunda üç kısa hikâye anlatmıştı.
“Teşekkür ederim. Dünyanın en iyi üniversitelerinden birinin diploma töreni için burada sîzlerle birlikte olmaktan gurur duyuyorum. Doğruyu söylemek gerekirse, üniversite mezunu değilim ve bir mezuniyet törenine ilk defa bu kadar yakından tanık olmaktayım. Bugün başimdan geçmiş olan üç hikâyeyi sîzlerle paylaşmak istiyorum. İşte bu! Sorun değil! Sadece üç hikâye…
“İlki, noktaları birleştirmekle ilgili…”
[İkinci ve üçüncü hikâyesini de anlatıp konuşmasını şu sözlerle tamamladı.)“Biz gençken, adı “The Whole Earth Catalogue” olan muhteşem bir dergi vardı. Dergi, Stuart Brand adında bir adam tarafından Menlo Park’tan uzak olmayan bir yerde yaratılmıştı. Altmışlı yılların sonlarıydı ve kişisel bilgisayarlar ve masaüstü yazıcılar daha henüz ortalarda yoktu. Bu nedenle dergi daktilolarla, makaslarla ve Polaroid kameralarla hazırlanmaktaydı. Sanki Google’ın ortaya çıkmadan otuzbeş yıl önceki kağıt baskılı hâliydi. Düzgün ekipmanlar ve harika fikirlerle idealist ve coşkulu bir ortam oluşturuyordu.
Son sayılarının arka kapağında, sabahın erken saatlerinde çekilmiş olan bir kır yolunun fotoğrafı vardı; maceraperest iseniz, kendinizi otostop yaparken düşünebileceğiniz türden bir fotoğraftı bu. Altında ise: “Aç kalın, ama budala kalın” yazıyordu. Bu, dergiyi kapatırken verdikleri bir veda mesajıydı. “Aç kalın, ama budala kalın!” Bunu yapabilmeyi hep istemişimdir ve şimdi sizler yeni bir hayata başlamak üzere mezun olurken, ben de sizler için aynısını diliyorum. “Aç kalın, ama budala kalın!” Hepinize çok teşekkür ederim.”
Ev dekorasyonunda mesajınızı neden güzel bir hikâye ile iletmelisiniz? İnsanlar, gerçekler hakkında bütün gün tartışabilirler. Ancak tecrübeleriniz ya da hikâyeleriniz hakkında tartışamazlar. Ev aksesuarları sunumunuzu bilgilendirmek ya da istatistik! veriler sunmak amacıyla yaptığınızda, insanlar kendilerini birer analist gibi görmeye başlarlar. Işıklar yanar ve çarklar “hatalı olduğunuzu kanıtlamak” için dönmeye başlarlar. Ancak bir örneklendirme yaptığınızda ya da kişisel bir deneyiminizden bahsettiğinizde, insanlar rahatlar ve sizi keyifle dinlemeye devam ederler.
Olayları, ev aksesuarlarını , sahneleri ve hikâyenin konusunu tıpkı bir senarist gibi ele alın. Önemsiz konulardan bahsetmek ya da şunun veya bunun hakkında nutuk çekmek yerine, vermek istediğiniz mesajı iletmek için ilginç bir hikâye yaratın ve buna uygun ev aksesuarları kullanın. Hikâyeler esprili anekdotlardan, günlük hayatattan yapılan alıntılardan, başarı ya da başarısızlık öykülerinden oluşurlar.
Bu gibi hikâyeleri oluştururken, birşeyi de unutmamak gerekir: Sürekli olarak kendi hikâyelerinizin kahramanı olmamalısınız. Bir başkasının “günü kurtarmasına” ve müşterinin sorununu çözen bir kahramanlık gösterisiyle ışıldamasına ya da akıllıca bir salon aksesuarları öğüdü vererek yanlış yönlendirilmiş bir müdürü felâketin eşiğinden çekip-almasına da müsaade edin.
Hafızanızı yoklayın ve en iyi hikâyelerinizden ve hayatınızın ilginç bölümlerinden bir arşiv oluşturun. Böylelikle, sunumlarınızda ev aksesuarları ile ilgili konularda örneklendirme yapmanız gerektiği zamanlarda, arşivinize bir göz atmanız yeterli olabilecektir. Doğum günlerinde bir araya geldiğiniz meslekdaşlannızla, bir ev aksesuarları fuarında müşterilerinizle ya da bir akşam yemeği toplantısı sırasında tanınmış kişilerle hikâyelerinizi paylaşma fırsatına ne kadar çok sahip olduğunuza şaşıracaksınız.
Mesajınızı neden güzel bir hikâye ile iletmelisiniz? insanlar gerçekler hakkında bütün gün tartışabilirler. Ancak tecrübeleriniz ya da hikâyeleriniz hakkında tartışamazlar.
Bir konu düşünün: Shakespeare’in yirmi altı tane hikâye modeli vardı. Ev aksesuarları dünyasıyla ilgili hikâyeler anlatanlar, her sene ve her on senede bir kendilerine favori konular bulurlar: “Müşteri Daima Haklıdır”, “İçerik Kraldır”, “Kalite Öncelikli Hedefimizdir”, “Birileri Birşeyler Satana Kadar Hiçbir şey Olmaz”, “Davut ve Golyat”, “İnsanlar Sahip Olduğumuz En Değerli Varlıklardır”, “Çevrenizdeki İnsanlara İyi Bakın, Böylelikle Onlar da Müşterilere İyi Bakacaklardır”, “Keşfedin!”, “Yarını Hayal Edin!” “Bugünden Yarının Liderlerini Yetiştirin!”, “Asla Pes Etmeyin!” “Değişim Asla Sona Ermez”.
Aklınızdaki konuya uygun bir tv ünitesi aksesuarı ve hikâye belirleyin: Önerileriniz doğrultusunda hareket etmeleri konusunda yöneticilerinizi ikna etmek için, müşterilerinizle ilgili hangi durumlardan bahsedersiniz? Meslektaşlarınızla rekabetçi bilgi paylaşımı ihtiyacını vurgulayan toplantıda neler oldu? Performanslarında en çok önem verdiğiniz hususun ne olduğunu çalışanlrınızın bilmelerine yardımcı olacak ne gibi kişisel deneyimleriniz var? Geçen hafta kafeteryada yapılan ve ekip ruhunu ortaya koyan konuşmanın hoşunuza gidecek hangi kısmına kulak misafiri oldunuz? Aklınıza bir hikâye ya da ev aksesuarları tasarımı geldiğinde, onu ilgi çekecek bir biçimde anlatma alıştırmaları yapın.
Esas noktayı vurgulayın: Bu, hikâyeyi sonlandıracağınız kısımdır. Her şey bu noktada toplanmalıdır. Vurucu sözü, vurucu olan son kısımda söyleyin!
Hikâyeyi etkileyici bir biçimde kurgulayın: Konuşmanıza: “Neden bu şekilde düşündüğümü gösteren bir hikâye anlatmama müsaade edin” cümlesiyle başlamayın. Bunun yerine: “Dürüstlük işlerinizi bitirebilir. Geçen hafta bir konuda tedarikçilerimden birisine dürüst davranmakla hata ettim. “Bu Salı, şunları söyleyen Wilbot beni aradı” tarzı ifadeler kullanmayı deneyin. Böylece, hikâyenize bir başlangıç yapmış olursunuz. Kurgu şekliniz ne olursa-olsun, insanlara: “Anlatmaya devam et” dedirtmelidir.
Detayları birbirlerivle alâkalandırın: Tıpkı film senaristleri gibi, dinleyicilerinizin, neler anlatıldığını gözlerinin önüne getirebilecekleri derecede konuyu detaylandırın. Ancak, kurgunuza ya da vermek istediğiniz mesaja hiçbir katkısı olmayacak detaylan silin.
Aksivonları gösterin: Ev dekorasyonunda en büyük etkiyi yaratabilmek için, hikâyenizdeki karakterlerinizi harekete geçirin. Onların konuşmalarını duymamızı ve hareketlerini görmemizi sağlayın. Hikâye anlatan birisi olarak, yalnızca önceden duyduklarınızı ve gördüklerinizi aktarın, dinleyicilerle anlattıklarınızın arasına girmeyin. İnsanların tıpkı bir tiyatro oyunu izliyorlarmış gibi hikâyeyi kendi kendilerine görmelerine müsaade edin. Hikâyeyi anlatırken, sahneleri ve diyalogları yeniden yaratın.
Varmak istediğiniz noktaya gelin: Peki, anlatmak istediğiniz şey ne? Bize asla ev aksesuarları hikâyenizin anlamını açıklamayın. Vurucu noktayı yorumlamak, güzel bir espriyi ve aynı zamanda da şahane bir hikâyeyi berbat eder. Hikâyeyi anlatın ve bitirin. Sessiz olun ve dinleyicilerin hikâyenin özünü anlamalanna imkân tanıyın. Ancak ondan sonra hikâyenizi sunumunuzun, konuşmanızın ya da toplantınızın ana fikrine bağlayın.
Hikâye anlatanların anlattıkları şeyler, ev aksesuarlarını akılda kalıcı ve ikna edici bir hâle getiren duygusal patlamalar yaratırlar.