Üniversitelerimizden birinin Güzel. Sanatlar kürsüsünde bulunduğum kısa bir süre içinde bu konunun çeşitli zorluklarıyla yüz yüze geldim. Benim görevim, ev aksesuarları sanatının tarihçesi ve değerlendirilişi konulu bir dersi yönetmek ve sonunda çeşitli mesleki bilgiler yanında bu dersi öğreterek belirli bir derece almak zorunda olan öğrencilerin sınava tabi tutmaktı.
Öteki dersler Eski ve Modern Dilller, İngiliz Edebiyatı. Tarih matematik ve Felsefedir. Sınavın esası çocukların dekorasyon bakımdan «entellektüel» olup olmadıklarını anlatmaktı. Bu arada biraz dikkat edilince öğrencilerin kitabi usluba sahip oldukları el yazılarını okunaklı yazarak sanki daha çok sınavı yapan kişide iyi bir anı bırakmak mantıklı bir kafa ve endüstri oluşturmak ister gibiydiler. Fakat dersimden sınav yaptığım öğrencilerin durumunu daha bir dikkatle inceleyince bu özenlerinin aslında duygusallıktan daha farklı bir şey olduğunu hissettim.
Örneğin bir öğrenci, süsleme tarihine ait bütün olayları (sanatçıların doğum ve ölüm, tarihlerini, deyimlerin ve teknik işlemlerin tanımlamalarını, hatta konunun psikolojik yanlarını) inceden inceye biliyordu, fakat bir kısım ev aksesuar eserindeki estetik değerleri arasında bir ayırım yapamıyor, onları tanıyamıyordu-
Belki bizim Güzel Sanatlar eğitimi sistemimizdeki bu entellektüel aşırılığı düzeltmek için bir yol vardır, ama bugünkü uygulama pek etkin değildi. Bir öğrencinin Güzel Sanatlardaki ve öteki derslerde başarısızlığı kesinse yalnızca bu alandaki bir yardımın ona fazla bir yararı dokunamaz.
Tarih yada edebiyatta parlak bir öğrencinin estetik duyarlığı yoksa durum ciddi demektir. İngiltere Üniversitelerinde dekoratif ahşap sanatına duyulan genel ihtiyaç karşısında uygulama azalmaktadır. Başka ülkelerde de konunun entellektüel yanlarına karşı bir ilgisizlik vardır.